PNG LOGO

TARİHTE FETHİYE

Fethiye Belediyesi

06 Mayıs 2020

Yorum yapılmamış

TARİHTE FETHİYE

Fethiye’nin Antik Çağlarda adı, Likya dilinde Işıklar Ülkesi anlamına gelen, Telmessos’tur. Likya kentlerinden yalnızca bir tanesi olan Telmessos, Likya sınırları içinde, Akdeniz kıyı şeridi bandında ve körfezde yer alır. Likya-Karya sınırında bir kıyı kenti olan ve Akdeniz kıyı şeridinde kurulan ilçede yerleşim, günümüze kadar kesintisiz olarak devam etmiştir. Antik dönemden günümüze kadar şehrin bulunduğu bölgede pek çok sayıda deprem meydana gelmiştir. Depremler antik dönem yapılarının harap olmasına ve kaybolmasına neden olmuştur. Ancak Fethiye’nin güney kısımlarında kayalara oyulmuş ve şehrin çeşitli yerlerinde bulunan mezarlar, 1993 yılında bir tesadüf sonucu ortaya çıkarılan, Eski Romalılar Devri’nde inşa edilen amfitiyatro ve daha birçok kalıntı, Fethiye tarihinin araştırılmasında büyük önem taşır.
Araştırmacıların büyük çoğunluğu Telmessos antik kentinin yerini, bugünkü modern Fethiye’nin merkezi olarak göstermektedirler. M.Ö. 545 ile M.Ö. 333 yılları arası kesintilerle süren Pers İşgali sırasında, Telmessos, Likya ile birlikte 1. Satraplığa bağlanmıştır. M.Ö. 446 yılında Euremedon Savaşı’ndan önce Persler’den ayrılarak, Atik-Delos Deniz Birliği’ne giren ve M.Ö. 446-424 tarihleri arasında bazı yıllar vergi ödeyenler listesinde, Likyalılar ve beraberindekilerden ayrı olarak adı geçen Telmessos, M.Ö. 390 yılında tekrar Pers egemenliğine girmiştir. M.Ö. 362’de Perslere karşı isyan eden Satraplarla birleşen Likya, yaşanan olaylar sonucunda, doğu ve batı olarak ikiye bölünmüş, Likya’nın batısı Telmessos ile birlikte Karya’ya bağlanmıştır. Karya idaresinin M.Ö. 333 yılında Makedonya hükümdarı Büyük İskender’in güçlü ordusu karşısında yenik düşmesi üzerine, Makedonya’nın egemenliği altına giren Likya, M.Ö. 189 tarihinde Bergama Krallığı’na bağlanmıştır. Bergama Kralı III. Attolos’un vasiyetinde topraklarını Roma’ya bıraktığını yazması ve Roma Senatosu’nun M.S. 43 yılında, Likya’yı Roma’nın Roma’nın bir eyaleti olarak ilan etmesi sonucunda, Telmessos da bu tarihten itibaren tamamen Roma Egemenliği’ne girmiştir. Roma İmparatorluğu Likya’nın Telmessos şehrinin adını, Roma’ya uzaklığı nedeniyle, Latince uzak diyar anlamına gelen ‘Makri’ olarak değiştirmiştir. Şehrin ismi 9. Yüzyıla kadar Makri olmuştur. 1071 Malazgirt Savaşı, Selçuklu Türkleri’ne bütün Anadolu platosunu açmış ve Türk boyları, 11. Yüzyılın sonlarından itibaren Makri’de görülmeye başlamıştır. Makri, 1204 yılında Bizanslılar ve Türkler arasında bir çeşit sınır olmuştur. 13. Yüzyılın ikinci yarısında yaşanan Moğol İstilası, bir yandan Büyük Selçuklu evleti’nin beyliklere bölünmesine sebep olurken, bir yandan da Batı’ya gelen yeni Türkmen boylarının birleşmesi ile, bu bölgedeki beyliklerin güçlenmesini sağlamıştır. Bu dönemde Makri, Menteşe Bey tarafından ele geçirilmiş ve Menteşe Beyliği’ne bağlanmıştır. Menteşe Bey, Makri’yi Moğollara karşı savunurken, 1282 yılında şehit düşmüştür. Bu sırada, İznik ve çevresine yerleşen Osmanlı Beyliği, kısa sürede örgütlü bir devlet yapısına kavuşmuş, bu sayede topraklarını genişleterek, 1390 yılında Menteşe Beyliği’ni kendisine bağlamıştır. Mehmet Çelebi’den sonra başa geçen II. Murat döneminde Teke Beyliği, 1426’da da Menteşe Beyliği düşmüş, bu olaylar üzerine, Venedikliler ve Rodos Şövalyeleri’nin bölgedeki hâkimiyetleri artmıştır. Bölgedeki hâkimiyetlerini arttıran Venedikliler, 1473 yılında Makri’yi ele geçirmiş ve orada bir kale kurarak, Makri’ye yerleşmişlerdir. Rodos’un Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilmesinden sonra, bölge barışa kavuşmuş, Makri adı, Türk dilinde Meğri olarak telaffuz edildiği için, bundan böyle Makri, Meğri olarak anılmaya başlanmıştır. Zengin bir bölge olan Fethiye’ye, ticaret yapmak amacıyla gelen Grekler, mikrop yayan bataklıklardan uzak bir bölge olan Levissi (bugünkü Kayaköy)’ye yerleşmişlerdir. Bundan sonra Meğri, Kayaköy (Levissi) ’ün denize açılan kapısı olur. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Muğla Paşalığı’na bağlanan ve 1864’te de kaza yapılan Meğri’de ilk Belediye örgütü 1874 yılında kurulmuştur. 1900 yılına doğru, Girit ve Trakya’dan gelen Türklerle nüfuslandırılan Meğri’nin adı, 35. Osmanlı Padişahı Mehmet Reşat Han tarafından yayınlanan ferman ve Fethiye Belediye Meclisi tarafından 1914 yılında alınan bir kararla, ilk Türk Hava Şehidi olan Yüzbaşı Tayyareci Fethi Bey’in adına ithafen, ‘Fethiye’ olarak değiştirilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrası, Osmanlı Devleti’nin toprakları paylaşılırken, Yunanistan Lideri Venizelos, bölgedeki Rum nüfusun çokluğu nedeniyle, bu bölgenin Yunanistan’a verilmesini istedi. İtalyanlar ise, daha önce Londra anlaşması ile kendilerine bırakılan Antalya ve çevresini işgal ettikten sonra, 11 Mayıs 1919’da Fethiye’yi de işgal ettiler. Askerlerimizin yurdumuzu kurtarmak için verdiği destansı mücadeleden sonra, 21 Haziran 1920 tarihinde Fethiye’den ayrılmak zorunda kaldılar. Kurtuluş Savaşı boyunca büyük çarpışmalara rastlanmayan Fethiye’de yaşanan en trajik olay, 1923 yılında yapılan mübadele sonrası, Fethiye ve Kayaköy’deki Rum nüfusun Yunanistan’a göçüdür. Tarihten derin izler taşıyan Işıklar Ülkesi Fethiye, önemli bir konumda yer almaktadır. Her adımında doğal güzelliklerin yanında tarihten esintiler de taşıyan Fethiye, geçmişe ışık tutma konusunda oldukça önemli bir şehir…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site Fatih Girgiç tarafından hazırlanmıştır. Muğla SEO